Doctor Who 10. Sezon ilk 7 Bölüm İncelemesi

*Spoiler Alert*
Yazının her bir kelimesi 10. Sezon ilk 7 bölümden delicesine spoiler içerecek, ona göre devam edin. Ayrıca bu yazı içinde ölümüne subjektif olunacak, çılgınlar gibi Moffat nefreti kusulacak. Buna hazır değilseniz hiç aşağı kaydırmayın sayfayı.

Evet ilk 7 bölümle birlikte iliklerimize kadar Doctor Who dolduk ve bu bölümle birlikte sezonun yarısını geçmiş bulunduk. İnceleme yazısı yazmak için bu kadar beklememin sebebi, her şey yeni ve bilinmez bir haldeydi. Yepyeni 2 companion ve başlı başına soru işareti olan bir cisimle başladığımız yolculukta bazı olayların netleşmesiyle hem yeni karakterleri tanımış olduk hem de bize teori için daha net bilgiler ulaştı.
O halde inceleme işine bölüm bölüm başlayalım.  
ALONS-Y !


0. Bölüm (The Return of Doctor Mysterio)
Gerçekten eğlendiğimiz ve uzun bir aranın ardından çerezlik olarak tükettiğimiz bu bölümde aslında bize Doctor’un ruh halinin sinyali verildi biraz biraz. Nardole’un nasıl etkili olduğunu ve sonda yaptığı “ben ona iyi bakarım” twistiyle aslında kendisinin ileride güçlü bir şekilde karşımıza çıkacağını anlamıştık. Sonuçta çıtı pıtı kızımız Donna Noble bile bu adama hükmetmek için nasıl da kabalaştı bazen.

1. Bölüm(The Pilot)
İsmini ilk gördüğümde kafamda en ufak fikir canlanmadı. Dürüst olmak gerekirse Bill’nin deneneceği bir bölüm olarak düşünmüştüm. Hani yeni dizilerin ilk bölümlerinin adı Pilot olur ya, aslında bir nebze öyle oldu ama bu bölümde sadece ufak bir tanışma faslı oldu. Ve bu bölüm bize gösterdi ki, Doctor bakıcısından izin almaya çekinen bir çocuğa dönüşmüş. Karşımıza çıkan kutu ise bize bu sezon neye kafa yoracağımızı göstermiş oldu. Aslına bakarsanız tam bir Moffat bölümüydü. Bizi çekerek başladı, sürükledi, sürükledi, sürükledi ve sümük içinde bıraktı. Ya adam o kadar güzel girmişsin olaya, neden şu en sonu da güzelleştirmiyorsun. Neden bizden nefret ediyorsun.

2. Bölüm(Smile)
Bölüm başladığında direk ne ile karşılaşacağımızı anlamıştım. Klasik insan hatası ve bunu sıvaması. Bu bölüm bize daha çok Doctor’u hatırlatmak ve Bill’nin duygularını tartmak için çekildi desek yeridir. Bölüm, önceden izlediğimiz 11. Doctor’un Amy ve Rorryle gittiği ve Silurianlarla karşılaştığı bölümle oldukça benzer bir şekilde sona erdi. Bill’yi tarttık ve sevdik. *Yalnız o son sahnede kira diyince robotun gözünde sterlin belirmesi hiç hoş olmadı

3. Bölüm(Thin Ice)
Bir uzay gemisi düşünün, uzayda gidiyor ama motor sesi yok. Sonradan bir bakıyoruz ki meğersem dev gibi bir balina çekiyormuş. Hadi serbest bırakalım gitsin. -The Beast Below- 5*2.

O değil de bir hayvan var, kestikçe eti yeniden çıkıyor. Bir grup girişimci arkadaş da onu morfinle uyutup eti piyasaya sunuyor, eti kestikçe çıkıyor ve yem vermeye gerek yok. Muhteşem, ama olmaz Torchwood gelir ve ona acı çektirmek yerine yavaşça öldürür. –Meat- 2*4 

Bakın anlıyoruz insanlar aç gözlü ve para manyağı, hatta vicdansız şerefsiz haysiyetsiz. Ama gözünüzü seveyim birinin vicdanını ölçmek için sürekli aynı yemeği ısıtmanıza gerek yok. Bölümde olan en güzel şey zamanın ırkçılığı çok iyi yansıtılmış ve Doctor Who’daki bu eksiği gören Sarah Dollard ablamız çok güzel bir teşekkürü hak etmiş. 

4. Bölüm(Knock Knock)
Korku filmi parodisi gibi işlenmiş, 90ların İngiliz gençlik filmleri havasında ilerleyen bu bölümde herkesin kurtulması dışında beni irrite eden bir durum olmadı. Güzeldi ve sıradan bir DW bölümüydü. Bir evladın anası için neler yapabileceğini daha iyi gösteremezdi, yüzünde gaz maskesiyle gezmekten daha etkileyici bir durum resmen. Bu bölümün en yükseldiğim sahnesi Kutunun kapısının açılma anıydı. O an Kutu “İÇİMDE MISSY VAAR” diye bağırdı. Çünkü manipüle yeteneği sonrasında gördüğümüz bu vahşet sevgisi… Başka kim olabilirdi ki? Ama ben daha çok 2. Sezon 10. Bölümdeki (Love & Monsters) gibi bir son bekledim. Kaldırımda sadece yüzü kalmış bir kadın ve ona aşık olan adamdan daha Sci-Fic Love bir olay olamazdı.


5. Bölüm(Oxygen)
Şunu anlıyoruz ki Moffat giderayak güzel veya insanlara dokunmuş bölümlerin bir kopyasıyla garanti iş yapmaya çalışıyor. 3*2 (42) ve 4*0 (Voyage of the Damned) bölümlerinde olan olayların benzerini gördüğümüz bu bölümde birileri kar etmek adına canlıların hayatlarını hiçe sayıyor. Bu bölüm üzerine konuşulacak pek bir şey yok aslında. Bölümün tek can alıcı noktası Doctor’un gözlerini kaybetmesiydi. Bunun ileride elbet önemli bir olaya sebebiyet vereceği belliydi. Hızlıca ilerleyelim önemli bölümler geldi.

6. Bölüm(Extremis)
MOFFAT ALLAH BELANI VERSİN ABİ! Ya çok güzel başladın, harika başladın, muhteşem gittin ama o nasıl saçma bir son ya? Ulan biz zaten bu bölümü izledik. 7. Sezon 4. Bölüm olan The Power of Three’yi hatırlıyoruz. Hani şu 1 sene boyunca sadece insanları izleyip, yeterli bilgiyi elde edince işgale hazrılanan Shakri’nin Tally’si ve küpleri. Ya aşırı yukarıdan girip din, tanrı, papa, inanç, vicdan diyip bizi bu kadar saçma bir şekilde bırakamazsınız ya? Sorular soruların yanında ve cevaplar simülasyonun içinde. Gerçekten gereksiz ve saçma ayrıca hiçbir manası olmayan bir Moffat bölümüydü. Tek işimize yarar bilgi Kutunun içindekini ve nasıl orada olduğunu öğrendik. Gerisi tamamen saçmalık.

7. Bölüm(The Pyramid at the End of the World)
Ya şu bölüm gerçekten güzel olabilirdi. Gerçekten harika diyerek halay çekip bunu kutlayabilirdim ama bu ne kadar saçma bir durum ya. Sövülecek binlerce yeri varken ben sadece son kısımlara odaklanmak istiyorum. 

1- Nardole öldü mü? Ve Nardole’a geçen bakteriler nasıl temizlenecek?

2- Keşişler nasıl Doctor’un gözünü iyileştirdi? Yoksa bu da mı bir simülasyon?

3- Bill teslim oldum dediğinde neden bütün dünya teslim olmuş sayıldı? Bütün dünyanın sevgisi Bill’den mi geçiyor?

4- Keşişler neden ellerinde bu kadar imkan varken bu kadar salak. Madem binlerce olay örgüsüne hakimsiniz Doctor’un hamlesini tahmin edemediniz mi?

5- Doctor’un erken rehavete kapılıp boka batması klişesi ne zaman bitecek?

Bu soruların cevabını beklerken yüklendiğim nefreti, en azından epik bir olay görme ihtimalinin verdiği umut biraz biraz azaltıyor.

Şimdi inceden inceye elimizdeki diğer olayları inceleyelim.
UNIT artık yüzünü göstermiyor, direk Birleşmiş Milletler ve onun salak Genel Sekreterinin gelmesiyle bunu üzgün bir şekilde öğrendik. Umarım bir yerlerden yine çıkıp gelirler.

Nardole nedense bana hala korkutucu geliyor. Tahmin edilemez derecede dengesiz ve tam bir görev insanı, sezon bitmeden sürpriz bir çılgınlık beklemek çok makul.

Bill bana çok sempatik geldi çünkü kendisi tam bir insan. Korkak, panik ve ara ara kendisini kanıtlama çabasında. Gereksiz kahramanlığı yok ve haddini bilerek “bağzıları” gibi Doctor’un yerine geçmeye çalışmıyor.

Doctor ise son sezonunu hakkını vererek ve gerçek potansiyelinde oynuyor. Ben bu adam gidince ağlarım arkadaş, Peter Capaldi’nin DW evreninde gidişleri hiç sakince olmadı. (Torchwood 3.Sezon 5. Bölüm)

Hey Missy you’re so fine! İnsanlar nedense Missy’yi sevmedi ama bana göre tam oldu. Çünkü insanları manipüle etmeyi çok iyi beceren ve Doctor’un tam potansiyelini ortaya çıkartan bir deha. Kutu’da Missy olduğunu en başından anlayıp teoriler üretmiştim zaten ancak bunu sebebiyle öğrenmek daha güzel oldu. 

Teoriye gelirsek, Doctor bu olaydan ölümüne korkuyor, hatta Missy’den nasıl yardım dilendiğini görmüş olduk. Benim tahminim bu iş çok büyüyecek ve bir şekilde Doctor’la Missy bir şekilde Master’a ulaşacak(John Simm). Ancak bu olayların arkasından esas kötü Master çıkarsa ayrı kusarım. Umarım Moffat, Doctor Who dizisinde yazdığını unutmamıştır ve umarım dedektiflik olayları koklatmak yerine güzel olaylar vererek bitirir diziyi.

Görmek istemediklerim;
Clara-Lady Me-Kötü Master-Aslında her şey rüyaydı- Doctor dışında bir kahraman- Clara- Bill’nin ölmesi, Nardole’un ölmesi-Clara-Tutarsız duygu sömürüsü-Cevaplanmamış sorular-CLARA

İyi günler geceler efendim, Son 2 bölümden önce görüşmek üzere.

Yorum Gönder

[disqus]

Çizgi Evreni

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget