Hepimizin hayran olduğu, ilgi ve merakla takip ettiği karakterlerin başında belki de dedektif karakterler geliyor. Şöyle bir düşündüğümüzde çizgi roman evreni olsun, klasik edebiyat olsun akla gelen en sürükleyici hikayelerde çoğunun dedektif kahramanlar barındırdığını fark ediyoruz; başta Sir Arthur Conan Doyle ve Agatha Christie gibi İngiliz romancıların meşhur dedektifleri Sherlock Holmes ve Hercule Poirot gibi iz bırakan kurgusal karakterlerin ve çizgi romanlarda arkalarından gelen Spirit, Question, Rorschach ve tabii Batman gibi halefleri her zaman en ilgi çeken kahramanların başında geldiler. Pekiyi, dedektif karakterler yaratmanın bir formülü var mı?
Akla gelen karakterleri bir sıraya koyduğumuzda görüyoruz ki; evet, bunun bir formülü var! Şimdi sizlere yedi maddede bu kahramanların ortak ögelerini sıralamaya çalışacağım. Kim bilir, belki sizler de böyle ikonik bir dedektif karakter oluşturabilirsiniz.
Kıyasımızı iki örnek karakter üzerinden yapacağız: Batman ve Sherlock Holmes. Böylece vereceğimiz örnekler daha net anlaşılabilir.
1-) YARDIMCI :
Bu iki karakterin elinde sıradan bir şeyin bile silaha dönüşebildiğini çok iyi biliyoruz. Ve tabii gerekli niteliklerle donatılmış bir insandan daha büyük bir silah yoktur! Bu bakımdan her iki karakterin de kendilerine yardımcı olan pek çok dostları oldu.
Bunların arasında Batman için birkaç kez el değiştirse de Robin maskesi, Sherlock için de tabii ki Dr. John Watson bu rolü üstlendiler. Zaman içinde onlar da, en az ana kahramanları kadar meşhur hale geldiler. Kader ortaklığının doğal sonucu.
2-) BELALI KADINLAR:
Bu karakterlere, ciddi bir derinlik ekleme adına önemli bir püf noktası. Zira en büyük gailesi adalet olan bir kahramanın aslında suçun doğasını ve suçluları bazen kendine yakın, hatta cazip bulabileceğine işaret ediyor.
Batman'in bu noktada dosyası kabarık; Thalia Al-Ghul, Poison Ivy, hatta belki Harley Quinn gibi -kendileri de dahiyane kurgulanmış- karakterlerle yelpazeyi genişletmek mümkün. Fakat bunların içinde en mühür nitelikte olanı tabii ki Catwoman. Hatta öyle ki onursuz bir hırsız olan bu karakter zaman içinde Batman'in etkisinde kaldı, bir anti-hero kıvamına kadar geldi. Duygusuz bir android imajı çizen Sherlock için ise, bu konumda olan ve olabilecek tek bir vazgeçilmez isim var: Irene Adler. (Dikkatinizi çekerim, o da bir hırsız.) Bu iki karakter de hikayelerde ve çizgi romanlarda çok kez kahramanlarımıza zarar verdiler, hatta ihanet ettiler. Ama klasik femme-fatale'lar olarak her zaman onların kaderlerinde bir yer sahibi oldular.
3-) KURNAZ KÖTÜLER:
Kahramanın ne kadar iyi olduğunu gösteren şey, savaştığı kötülüğün büyüklüğüdür. Ve dedektiflik hikayeleri zekadan beslenen hikayelerse, iyi ile kötü arasındaki savaş vicdanlarda olduğu kadar iki dahi beyin arasında da verilmektedir. Dedektif kahramanların düşmanlarını kuvvetlendiren anahtar bir özellik var: zeka.
Bu karakterlere bir bakıma, kahramanların gittiğinin tam tersi yolu izleyen muadilleri gözüyle bakabiliriz. Batman için Joker neredeyse lügate 'zıt anlamlısı' olarak girecek zaten. İnsanın alçalma sınırının dibi olarak da tabir edebiliriz Joker'i, ancak kimse onu ahmak olarak niteleyemez. Ahlaksızlığını adeta zekasıyla kapatmış bir karakterdir o. Evet, belki Batman de vicdan ve merhamet pembesi bir karakter değil, ancak Joker'in yanında sütten çıkmış ak kaşık kaldığı da su götürmez bir gerçek. Moriarty ise, klasik hikayelerde çok elegant, ağırbaşlı ve saygın bir profil çizerdi. Tam anlamıyla Victoria Londra'sı beyefendisiydi ama özellikle Sherlock'u günümüzün popüler kültür tüketim kaynaklarının en önemlilerinden biri haline getiren televizyon dizisinde Andrew Scott tarafından canlandırılan karakter bunun tam tersi, çılgınlığın sınırlarında gezen bir dehaydı. Bu çok radikal bir değişim olsa da, karakterin tanımlayıcı özelliği tabii ki sabit kalmıştı: yine zeka.
(Zaman içinde bu iki karakterin özellikle davranışlarının birbirine benzeşmesi, size bu iki karakterin paralelliği hakkında bir ipucu veriyordur.)
4-) POLİS DESTEĞİ:
Adaleti tesis etme görevindeyseniz ve suçla/suçlularla savaşıyorsanız, inkar ettiğiniz takdirde kanunun diğer tarafında yer alacağınız mutlak bir güç var: polis teşkilatı. Zira bu teşkilat gücünü hükumetten, dolayısıyla toplumdan almaktadır ve kendini bunun dışında ve ötesinde görmek, sizi kanun üstü biri değil, kanun dışı biri yani bir suçlu haline getirir.
Bir dedektif polislerin yapmadığı şeyleri yeri gelir yapabilir, ancak onların yaptığı bir şeyi kat'i surette yapamaz: adaleti tesis etmek üzere suçluları tutuklamak. Bu bakımdan polis, kahramanlar ve adaletin tesis edildiği yer olan bağımsız mahkemeler arasında köprü görevi görür, çünkü suçluları yakalama görevi halk tarafından dedektiflere değil, polise verilmiştir. (Polis dedektifiyseniz orası başka. :) ) İşte size iki polis dedektifi: Batman'in Emniyet Müdürü Gordon' u ve Sherlock'un Dedektif Lestrade'ı . Şu an için Gordon'un rütbesi Lestrade'dan üstün, fakat bir zamanlar o da bir dedektifti.
5-) GİZLİ KAHRAMANLAR:
Bir kahraman akşam ne yiyeceğini, nerede saklanacağını, hastalandığında ya da yaralandığında yanında kimi bulacağını iyi bilmelidir. Bunun için bir arkadaştan, bir dosttan da ziyade, artık onun için aileden biri haline gelecek bir büyüğünden daha uygun bir karakter geliyor mu aklınıza?
3-) KURNAZ KÖTÜLER:
Kahramanın ne kadar iyi olduğunu gösteren şey, savaştığı kötülüğün büyüklüğüdür. Ve dedektiflik hikayeleri zekadan beslenen hikayelerse, iyi ile kötü arasındaki savaş vicdanlarda olduğu kadar iki dahi beyin arasında da verilmektedir. Dedektif kahramanların düşmanlarını kuvvetlendiren anahtar bir özellik var: zeka.
Bu karakterlere bir bakıma, kahramanların gittiğinin tam tersi yolu izleyen muadilleri gözüyle bakabiliriz. Batman için Joker neredeyse lügate 'zıt anlamlısı' olarak girecek zaten. İnsanın alçalma sınırının dibi olarak da tabir edebiliriz Joker'i, ancak kimse onu ahmak olarak niteleyemez. Ahlaksızlığını adeta zekasıyla kapatmış bir karakterdir o. Evet, belki Batman de vicdan ve merhamet pembesi bir karakter değil, ancak Joker'in yanında sütten çıkmış ak kaşık kaldığı da su götürmez bir gerçek. Moriarty ise, klasik hikayelerde çok elegant, ağırbaşlı ve saygın bir profil çizerdi. Tam anlamıyla Victoria Londra'sı beyefendisiydi ama özellikle Sherlock'u günümüzün popüler kültür tüketim kaynaklarının en önemlilerinden biri haline getiren televizyon dizisinde Andrew Scott tarafından canlandırılan karakter bunun tam tersi, çılgınlığın sınırlarında gezen bir dehaydı. Bu çok radikal bir değişim olsa da, karakterin tanımlayıcı özelliği tabii ki sabit kalmıştı: yine zeka.
(Zaman içinde bu iki karakterin özellikle davranışlarının birbirine benzeşmesi, size bu iki karakterin paralelliği hakkında bir ipucu veriyordur.)
4-) POLİS DESTEĞİ:
Adaleti tesis etme görevindeyseniz ve suçla/suçlularla savaşıyorsanız, inkar ettiğiniz takdirde kanunun diğer tarafında yer alacağınız mutlak bir güç var: polis teşkilatı. Zira bu teşkilat gücünü hükumetten, dolayısıyla toplumdan almaktadır ve kendini bunun dışında ve ötesinde görmek, sizi kanun üstü biri değil, kanun dışı biri yani bir suçlu haline getirir.
Bir dedektif polislerin yapmadığı şeyleri yeri gelir yapabilir, ancak onların yaptığı bir şeyi kat'i surette yapamaz: adaleti tesis etmek üzere suçluları tutuklamak. Bu bakımdan polis, kahramanlar ve adaletin tesis edildiği yer olan bağımsız mahkemeler arasında köprü görevi görür, çünkü suçluları yakalama görevi halk tarafından dedektiflere değil, polise verilmiştir. (Polis dedektifiyseniz orası başka. :) ) İşte size iki polis dedektifi: Batman'in Emniyet Müdürü Gordon' u ve Sherlock'un Dedektif Lestrade'ı . Şu an için Gordon'un rütbesi Lestrade'dan üstün, fakat bir zamanlar o da bir dedektifti.
5-) GİZLİ KAHRAMANLAR:
Bir kahraman akşam ne yiyeceğini, nerede saklanacağını, hastalandığında ya da yaralandığında yanında kimi bulacağını iyi bilmelidir. Bunun için bir arkadaştan, bir dosttan da ziyade, artık onun için aileden biri haline gelecek bir büyüğünden daha uygun bir karakter geliyor mu aklınıza?
Sadece bir kahya, bir uşak değildir Batman için Alfred Pennyworth. Kendi ağzıyla pek çok kez söylemiştir bunu 'Efendi Wayne': "Tüm kahramanlar maske takmaz, Alfred." Evet, gerçekten Alfred, Bruce Wayne'in vasisi ve kahramanıdır. Binlerce kez, yüzlerce farklı şekilde günü kurtaran eski bir komando, nitelikli bir teknisyen ve bilge bir sırdaştır. Neredeyse Bruce Wayne'in ihtiyaç duyabileceği herşey olarak kurgulanmış bir karakterdir. Sherlock için Bayan Hudson ise, manasız bir şekilde kiracısına hizmet eden bir ev sahibesinden daha fazlasıdır şüphesiz. Kimsenin, hatta Watson'un bile yapmadığı bir şeyi sürekli yapan, ona tahammül eden kahramanıdır Sherlock'un. Hiç şüphesiz Sherlock'un da onu bu denli benimsemesi, yemeğini, kahvesini ve gazetesini düzenli olarak servis eden bir ev sahibesi olmasından değil; öz ağabeyinin bile görmediği yanını görebilmesidir: insan yanını.
6-) PERDENİN ARKASINDAKİLER:
Şüphesiz özel kahramanların özel ihtiyaçları vardır: istihbarat, strateji, ekipman... Bunların bir kısmına kendiliğinden sahip olabilseler, hatta üretebilseler bile, çoğu kez arkalarında daha büyük bir teknik desteğe ihtiyaç duyarlar. Açıkları kapatmak için.
Batman'in zırhından tutun da batarang'lerine kadar bugün neredeyse tüm teçhizatı Lucius Fox'un elinden çıkma. Uygulamalı araştırmalar bölümünün onursal başkanı olduğu Wayne Enterprises'ı da onun yerine yöneterek hem Bruce'u kurtarıyor, hem de Batman'i. Ayrıca Bruce'un gizli kimliğini açıkladığı ilk kişilerden biri olması gerçeği de, onun hayatındaki vazgeçilmezliği perçinliyor. Sherlock'un biricik ağabeyi Mycroft Holmes ise, İngiltere için yavuz bir istihbaratçı ve mahir bir bürokrat, kardeşi için ise tam bir baş belası. Tabii lafın gelişi, zira her ne kadar onu hakir görse, alay etse, aşağılasa da Mycroft'un içten içe kardeşini takdir ettiği bir vakıa. Ayrıca onun düşünme ve soruşturma tekniğine vakıf olması ve elinin altındaki devlet mertebesindeki imkanlarla pek çok kez soruşturmalarında Sherlock'a bir dış göz olarak yardım etmiş, darda kaldığında paçasını kurtarmıştır.
7-) SIĞINAKLAR:
Büyüklerimiz, 'Dünyada mekan ahirette iman' demişler. Şaka bir tarafa, bu iki karakterin yıllar içinde pek çok farklı formu oldu, hayatlarında çok şey değişti, hatta süregelen bir televizyon dizisinde ve birkaç çizgi roman serisinde Watson ve Robin'in cinsiyetleri bile değiştirildi. Ancak yıllar içinde değişmeyen, artık markalaşmış bir özelliği var bu kahramanların: karargahları.
Açıkça görülen bu deseni fark ettik herhalde? Umut ediyorum bu örnekler faydalı olmuş, kafanızda bir fikir oluşturmuştur. Ve dilerim, siz de böyle dahiyane ve popüler karakterler ve hikayeler yaratabilirsiniz. Sizin de aklınıza gelen başka benzerlikler olduysa, yorumlarda paylaşıp dosyamızı zenginleştirebilirsiniz!
6-) PERDENİN ARKASINDAKİLER:
Şüphesiz özel kahramanların özel ihtiyaçları vardır: istihbarat, strateji, ekipman... Bunların bir kısmına kendiliğinden sahip olabilseler, hatta üretebilseler bile, çoğu kez arkalarında daha büyük bir teknik desteğe ihtiyaç duyarlar. Açıkları kapatmak için.
Batman'in zırhından tutun da batarang'lerine kadar bugün neredeyse tüm teçhizatı Lucius Fox'un elinden çıkma. Uygulamalı araştırmalar bölümünün onursal başkanı olduğu Wayne Enterprises'ı da onun yerine yöneterek hem Bruce'u kurtarıyor, hem de Batman'i. Ayrıca Bruce'un gizli kimliğini açıkladığı ilk kişilerden biri olması gerçeği de, onun hayatındaki vazgeçilmezliği perçinliyor. Sherlock'un biricik ağabeyi Mycroft Holmes ise, İngiltere için yavuz bir istihbaratçı ve mahir bir bürokrat, kardeşi için ise tam bir baş belası. Tabii lafın gelişi, zira her ne kadar onu hakir görse, alay etse, aşağılasa da Mycroft'un içten içe kardeşini takdir ettiği bir vakıa. Ayrıca onun düşünme ve soruşturma tekniğine vakıf olması ve elinin altındaki devlet mertebesindeki imkanlarla pek çok kez soruşturmalarında Sherlock'a bir dış göz olarak yardım etmiş, darda kaldığında paçasını kurtarmıştır.
7-) SIĞINAKLAR:
Büyüklerimiz, 'Dünyada mekan ahirette iman' demişler. Şaka bir tarafa, bu iki karakterin yıllar içinde pek çok farklı formu oldu, hayatlarında çok şey değişti, hatta süregelen bir televizyon dizisinde ve birkaç çizgi roman serisinde Watson ve Robin'in cinsiyetleri bile değiştirildi. Ancak yıllar içinde değişmeyen, artık markalaşmış bir özelliği var bu kahramanların: karargahları.
Batman mağarası Batcave, o ve müritleri için yıllardır bir sığınak oldu. Batman'le özdeşleşti, onun kadar bir marka haline geldi. 221B Baker Street ise, şu an hala orijinal donanımıyla mevcut ve Sherlock fanları tarafından Sherlock Holmes müzesi olarak işletiliyor. Dünyanın etrafına yayılmış bir hanedanın merkezi ve sembolü. İşte bu kadar kıymetli.
Açıkça görülen bu deseni fark ettik herhalde? Umut ediyorum bu örnekler faydalı olmuş, kafanızda bir fikir oluşturmuştur. Ve dilerim, siz de böyle dahiyane ve popüler karakterler ve hikayeler yaratabilirsiniz. Sizin de aklınıza gelen başka benzerlikler olduysa, yorumlarda paylaşıp dosyamızı zenginleştirebilirsiniz!
Yorum Gönder