Tabi ki Hollywood'ta aşırı bir liberalleşme olduğu aşikardır. En olmaz karakterleri eşcinsele veya siyaha çevirebiliyorlar Obama'dan beri. Buna karşı değilim, gerek LGBTİ destekçisi bir feminist olarak gerekse siyahların Amerika'da yüzyıldan uzundur çektiği, yeni yeni çözümlenen sıkıntıların farkında olarak böyle yaptırımları hoş buluyorum. Ama bunun da bir yolu, bir adabı var. Bu kadar göze sokarak, abartılı bir şekilde her karaktere aynı şeyleri uygulayarak, reklam edip ilgi ve izleyici çekmeye çalışarak yapılmasından ben de rahatsızlık duyuyorum. Tabi ki bu noktada ırkçı ve faşizan davranmaktan bağımsız olarak öze de sadık kalınması taraftarıyım. Ancak yapımcılar ve kast uygulayıcılarının aksine bir oyuncunun bir rolü oynamayı istemesinde bir sıkıntı görmüyorum. Ki zaten solo Joker filmi DCEU'dan bile bağımsız bir iş. Böylesi radikal bir kararın alınması benim açımdan çoğu hayranın aksine rahatsız edici olmaz. Jared Leto'nun punk Joker'i bile daha rahatsız edici gelmişken hele. Dövmeli ve dişleri metalik bir Joker'i pek tercih etmiyorum. Leto'ya laf yok tabi ki; görüntünün aksine, Suicide Squad'da sahneleri kesilmeseydi harika bir performans izleyebilirdik, belli açılardan izledik de.
Lakeith Stanfield yalnızca L rolüyle bilinmiyor. 1991 doğumlu olarak Hollywood'un genç ve gelecek vaat eden oyuncularından. Short Term 12'de Marcus, Straight Outta Compton'da Snoop, Get Out'ta Andrew Logan King, Atlanta dizisinde Darius ve son olarak Netflix'in Death Note'unda L olarak izledik kendisini. Yetenekli, inkar edemem. Ama tükürdüğümü yalamak istemesem de 2008'de Heath Ledger'ın Joker olacağı açıklandığında 'Ledger'dan Joker mi olur!' diye yorum yapan ahmakları düşünerek olaya temkinli yaklaşacağım. Kendisi bu rolü oynayamaz demiyorum. Ama ben pek yakıştırdığımı söyleyemem. Joker gibi nihilizmin doruklarındaki bir karakterin kaotik yapısını ve dram yüklü geçmişini yansıtabilmek çok fazla meziyet isteyen bir iş. Stanfield başarılı bir karakter oyuncusu, belli tipleri çok çok iyi canlandırabiliyor. Psikopat bir nihilisti pekala canlandırabilir ama acaba Joker'in dram yüklü geçmişini, yani hamile karısını kaybeden başarısız komedyen tiplemesini ne kadar iyi verebilirdi?
Tabi ki Joker gibi en eski kötülerden birini -ki çizgi romanlarda ilk ortaya çıkışı 1940'tır ve Batman'in 1939'da ortaya çıktığını düşünecek olursak- radikal bir değişiklikle siyah yapmak da kafada soru işaretleri bırakacak bir olay olacaktır. Çok bilinmeyen karakterlerin ten renginin, etnik kökeninin ya da cinsel yöneliminin değişmesi o karakterlerin ileriki dönemleri için daha iyi bir tanıtıma ulaşabilmelerini sağlayacak olsa da fanlar genellikle bu kadar radikal değişiklikler konusunda fazla hassas oluyorlar. En basit örneği Deadpool 2'nin Domino'su konusundaki şikayetler ya da Cable niye daha kaslı değil diye serzenişler... Ama kimse sormuyor Wolverine gibi hayvani, kısa bodur ve karizmatik olmasına rağmen çirkin bir karakteri Hugh Jackman gibi uzun boylu ve yaşayan en seksi adamlardan biri seçilmiş biri niye oynadı diye. İşte bazen beklenilenin ve şikayetlerin aksine iyi sonuç da ortaya çıkabiliyor. Biz geeklerin basmakalıp düşünmemesi lazım. Yeniliklere açık olmalıyız. Her şeyi kabul edelim demiyorum tabi ki ama şans vermeyi de unutmayalım. Böyle bir dönemde Scorsese tarafından yapımcılığı üstlenilen, Todd Phillips'in yöneteceği ve Scott Silver'ın yazacağı solo bir Joker filminin başarısız olacağını hiçbir şekilde düşünmüyorum ben, öyle ya da böyle. Lakeith Stanfield'in filme etkisi ne yönde olurdu kestiremiyorum, kesin bir olurum da yok. Ama tüm yönleriyle Joker'i canlandırabileceğine dair kendisini kanıtlarsa neden oynamasın ki.
Yorum Gönder