Civil War filminde neden Punisher olmalıydı?


Captain America Amerikan Propogandasından çok öte bir karakterdir, bunu kendi de emekli olduğu günlerde anlayıp geri dönmüştür işe. Captain America psikolojik savaşlarını en çok Amerikan hükümetleri ile yapmıştır. Çünkü halkçı bir demokrattır. Her karakterin bir hikayesi var. Çok aman aman sevdiğim karakter diyemem ama haksızlık edilmesini de pek mantıklı bulmuyorum. Hitler yerine Afrika'da Tiran gelse oraya da müdahale etme çabasına girerdi kendisi. Adamın derdi faşizmle.


Marvel karakterlerinin en önemli özelliği insani yanlarının ağır basmasıdır. Iron Man ve Doctor Strange'in egosu vardır, Spider-Man okuduğu lisede kaybolmuş bir yetimdir, Bruce Banner öfkesini dizginlemenin yollarını arar, Punisher adı üstünde ceza verip öldürmekten çekinmeyecek kadar dişe diş kana kandır... Saymakla bitmez. Peki ya Cap? Liderdir. O yalnız Amerika'nın değil tüm halkların doğrucu, doğrudan şaşmayan yüzüdür.


Civil War'ın çizgi romanında öldüğünü hatırlayacak olursak Punisher'a attığı tokat bir güç gösterisi ile alakalı değildir. Öfkesine yenik düşen Punisher saf olan davalarına suç ve kan getirir. Bu tokat tüm yanında savaşanlar içindir, onların adınadır. Ayrıca bazılarının o kadar da güçlü değil dediği Cap DC crossoverında Batman'in en saygı duyduğu karakterdir. Ve Batman'in saygısını kazanmak o kadar kolay bir şey değil; özellikle Superman çok iyi bilir.


Hem güç hem de kişilik olarak tavizsiz, iradeli durabilen çok az karakter vardır. Daredevil bile onun kadar righteous olmasına rağmen gizli kimliklidir. Cap Yüzbaşı Rogers olarak bilinir, direkt süpet kahraman ismiyle değil. Amerikan rüyası ararsak başka karakterlere bakmalıyız. Zira Cap bir Amerikan eleştirisidir. Amerika'nın olması gereken ama asla olamadığı yüzüdür. Ki bunlar sık sık çizgi romanlarda dile getirilen şeyler zaten.


Yani diyeceğim o ki bu bir dövüş oyunu değil, olaya kim kimi yener gözüyle bakmamak lazım. Suçunu bilen Punisher karşılık vermedi bile. Mesele güç meselesi değil, bütün süper kahraman ve kötülerinin üzerine inşa edildiği temel, güç değil, duygu mücadelesi ve hikayedir. Empati kuramasak sevemezdik. Joker'i niye psikopatsın diye yargılamak mantıklı mıdır, adamın motivasyonunu anlamadan olduğu ve yansıtılan kişiliğini yadırgamaktır bu. Che Guevara'yı nasıl sadece Küba'ya, Atatürk'ü nasıl sadece Türkiye'ye, Mandela'yı nasıl sadece Güney Afrika'ya, Gandhi'yi nasıl sadece Hindistan'a mal edemiyorsak Cap'i de yalnız Amerika'ya mal edemeyiz. Kahraman isminin Captain America oluşuna propoganda demek Atatürk'ün soyadından yola çıkarak onu Türk propagandası haline getirmek gibidir. Ama böyle liderler dünyaya mâl olurlar. 'Yurtta sulh, cihanda sulh.' sözü ya da ANZAK annelerine kaybettikleri çocukları için 'Onlar artık bizim evlatlarımız.' diye sesleniş gibi örneklerden de görebiliriz bunu.


Bu yazıyı Team Cap'in tarafında olduğum için yazmadım Bazı karakterlere ve çizgi roman dünyasının kendisine belli açılardan haksızlık yapıldığı için yazdım. Aynı haksızlık Iron Man'e yapılsa onun için de bir şeyler yazardım. Karakterlere film bazlı yaklaşmaktan öte olmak lazım. Genelleme, katılık, yüzeysellik ve kalıplaştırma sadece empati yoksunluğunun bir göstergesidir. Her karakterin bir argümanı ve motivasyonu vardır. Hele filmde işlenen ile çizgi romandakiler çok farklı konular.


Çizgi romanda işlenen süper kahramanların gizli kimliklilerinin açığa çıkmasına dairdi. Ve ayrıca Amerikan Hükümeti onları istedikleri bölgelere memur gibi atayabilecekti bölük bölük, her kahraman bir mahalleye, bir semte şeklinde. Iron Man de bu kurguda SHIELD'in başındaydı. Tüm bunların organizasyonunu yapanların da başında geliyordu, ajanlar emrindeydi. O kadar ki ikna ettiği Spider-Man maskesini çıkardı kameraların karşısında Peter Parker olarak. İkisinin de argümanında mantıklı taraflar var. Kim haklı kim haksız tartışması da yok ortada. Sadece gözü kör edip külliyat olan karakterlere yüzeysel bakmamak gerekiyor. Öyle eğlenceli bir savaş da olmadı 6'ya 6 mahalle kavgası gibi. Kahramanlar bildiğin birbirlerine girdiler, hatta birbirlerini yaralayıp öldürdüler. Cap yeraltı grubundaki isyancıları temsil ederken, Iron Man bizzat Amerika'yı temsil ediyordu. Bu durumda kim Amerikan propogandası yapmış oluyor?


Adı üstünde İç Savaş hikayenin adı zaten. Alegorik olarak Amerikan İç Savaşı'na da bir gönderme aynı zamanda. Tabi orada konu kölelik üzerineydi. Bir yerde aynı kapıya çıkıyor aynı zamanda. Çünkü koskoca kahramanları bölgelerle sınırlandırmaktan bahsediyoruz. Haklı tarafı da kahramanların da tıpkı kötüler gibi halk için tehdit teşkil ediyor olmalarıydı. Ayrıca kötülerle yapılan savaşlarda oluşan yıkımlar da herkes yani hem hükümet hem de halk açısından maddi manevi külfete neden oluyordu. Maske takmalarını istememeleri ise onların gizliliklerini ifşa etme arzusuydu. Saklanacak bir şey olmamasını istiyorlardı. Fakat bu durumda onların sevdiklerini de tehlikeye atmış oluyorlardı. Şu kurgulardan bir şeyler öğrenmek lazım. Bunlar belki kurgu ama gerçeğin yani yaşamış olduğumuz tarihin ve şu an yaşadıklarımızın da tezahürleri, yansımalarıdır aynı zamanda.


Şu filmde keşke Punisher'ı görmüş olsaydık. Küçük bir ayrıntı da olsa hikeyede en sevdiğim kısımdı.

Yorum Gönder

[disqus]

Çizgi Evreni

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget