Spider-Man & Batman'in Orijinlerinin Değişimi Filmleri Nasıl Etkiledi?

Batman v Superman: Dawn of Justice'te Bruce Wayne'in orijinini değiştirmek belki tartışmalıydı fakat Marvel'ın Spider-Man: Homecoming'de yaptığı değişiklikler pekala BvS'yi mazur gösterebilir. İlk bakışta karşılaştırırken detaylar gözden kaçabilir. Fakat karakterleri bilenler Batman ve Spider-Man'in DC ve Marvel'ın sahip olduğu pek çok üründen daha fazla benzerlik taşıdıklarını görebilirler. İkisi de sevdiklerinin öldürülmesi ile küllerinden doğarlar. Sanki sembol olan maskeleri ve kıyafetleri ile hayat bulurlar. İkisi de pek çok aktör tarafından canlandırılmıştır, hem de daha bir öncekilerin kırkı çıkmadan üstüne yenileri gelerek. Warner Bros. Christopher Nolan'ın Batman serisi ile Oscarlık filmler ortaya çıkardı. Tim Burton ve Joel Schumacher Batmanleri sonrası Batman yeniden dirilmişti. Aynı şey Marvel ve Sony açısından Amazing Spider-Man için de geçerli. Peki bu son yeniden yapımlar bu orijinleri nasıl dahil ettiler? 



Hele de artık takımların içerisine dahil olup bağlı bulundukları firmalar evrenler yaratmışken. BvS'de bu orijin yani Martha ve Thomas Wayne'in katledilişi kısaca işlenerek (Cenaze sahnesini saymazsak), Homecoming'de ise Ben Amca figürü ismen bile zikredilmeyerek çözüm üretildi. Burada Spider-Man'in motivasyonu Ben Amcanın ölümünden daha ziyade gerçekten yardım etmek isteyen, esinlendiği ve özendiği süper kahramanlar gibi olma ve kendini kanıtlama arzusu ile dolu, mahallemizin dost canlısı Örümcek Adam'ı tiplemesi oluverdi. Motivasyonu tamamen değişmişti orijinin yokluğuyla. Spider-Man salt çocukluğu ile ve bunun getirdiği saflık ile yolunu çizmişti. Bu yüzden Avengers'a katılmayı seçmemesi onu olgunluğa eriştirecektir.



Nolan'ın üçlemesi, hatta Gotham dizisi Bruce Wayne'in çocukluk travması üzerine kurulu yapımlardı. Oysa Ben Affleck'in Batman'i tecrübeli bir Batman olarak başlayıp Superman'den daha yaşlı bir profil çizdi. Frank Miller'ın The Dark Knight Returns'ünden uyarlanan Dawn of Justice'te Zack Snyder'ın Martha ve Thomas Wayne'in öldürülme sekansına diğer yapımlardan daha sert, daha stilli, daha çarpıcı bir yaklaşım getirdiği aşikardır. Diğer yapımlar babasının oğlu Bruce, acılarından suçla savaşarak kaçan yetim milyarder bakış açısı ile hareket ederken Dawn of Justice'te Thomas Wayne kaçmayı tercih etmiyor, hırsız ile savaşmayı deniyor. Karısının korku dolu çığlığı patladıktan sonra Thomas Wayne son anlarında Bruce'u değil Martha'yı düşünüyor. O yüzden son anlarında Martha diye sayıklıyor, karısının ölümünü seyrediyor. Martha ismi Bruce Wayne'in travmasını tetikleyeni bir rol oynuyor. Supermanli Martha sahnesinin açıklaması aslında budur. Bu şekilde düşününce kafamızda yarattığımız Batman imajından dolayı kızdığımız sahne biraz daha makul geliyor. Snyder'ın Thomas Wayne'i diğer baba figürlerinden daha agresif bir profil sergiliyor. Bu sahnenin gerçekliği etkileyiciydi. Belki bu acımasızlık üzerinde asıl durulması gereken noktanın Bruce Wayne değil Batman olmasından kaynaklanıyor. Belki o gece Bruce Wayne anne ve babası ile birlikte ölüyor. Bilirsiniz şımarık milyoner Bruce Wayne tiplemesi Batman'in asıl maskesidir. Batman kendi kostümüyle, suçla savaşıyla kendidir.



Batman'in Superman'e olan düşmanlığında da aynı travma var. Babasının öfkesini taşıyor. Babası da o sokakta hırsız ile kavga etmeye çalışırken çaresizdi. O da Superman'in gücüyle boy ölçüşemeyeceğini gördüğü için öfkeleniyor. Superman'in aksine Bruce Wayne baba figüründen eksik büyümüştür. Bu konuda Lex Luthor ile aynı kaderi paylaştıkları, onları şekillendirenin bu eksiklik olduğu söylenebilir. O artık kendi deyişiyle babasının olabileceğinden daha yaşlı. Martha sahnesi işte burada vurucu hale geliyor. Batman uyanıyor, kendine geliyor. Superman'in yaptığı fedakarlık ise Superman'i onun kahramanı yapıyor. O yüzden yalnız çalışma meraklısı Batman Justice League'i kurma derdine düşüyor. Tabi ki ucunda dünyayı kurtarmak var fakat Batman Superman'in ölümüyle farkına varıyor. Açıkçası Dawn of Justice'te bencil bir Batman izlemiştik. Paranoyak davranıyordu ve davranışlarının hiçbiri çoğunluğu iyiliği gibi kavramlar için değildi. Superman'e kendisi öfke duyuyordu. Kendince haklı sebepleri vardı fakat bunlar aslında bahaneydi. Yıkımı görmüş olması bir şeyi değiştirmez. Karşımızda bir amatör yok. Bahsederler mi, konuya dahil olur mu bilmem ama Ra's Al Ghul tarafından yetiştirilmiş orta yaşlı bir adamın gördükleri belki bu yıkım kadar büyük olmayabilir ama yine de tecrübesi ile sabit olarak çok şey görmüş geçirmiş bir Batman vardı karşımızda. Superman aslında travmalarını tekrar ortaya çıkarmış olabilir. Robinlerden birinin kaybıyla dibe vurmuş olan Batman bu psikolojiye girmeye müsait olabilir. Jonathan Kent ve Thomas Wayne'in eşlerine adanmışlıkları, yaptıkları fedakarlıklar, hatta ölümleri bile Martha Kent ve Martha Wayne'i bambaşka bir konuma sokuyor. Bu noktada Superman de tıpkı bu babalar gibi kendini feda ederek Batman'in kahramanı oluyor. Ne mutlu ona.

Yorum Gönder

[disqus]

Çizgi Evreni

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget