Çoklu film
evrenlerinin havada uçuştuğu alakalı alakasız her filmin bir “sequel, prequel,
spin-off” tarzı filmlere sahip olduğu hatta otuz yıl önce çıkan filmin
hikayesinin başladığı noktadan on dakika öncesinin bile film olduğu şu dönemde
Blade Runner 2049’un bu akımın içine çekilmesi gayet normal bence. Aslında bu
şekilde bir plana sahip olmayan ilk filmin ardından yapımcılar otuz beş yıllık
bir bekleme sürecine girmiş ve bu çoklu film evrenleri meselesinden ekmek
yemeye karar vermiş olacaklar ki ikinci filmi çıkartmışlar. İşte burada devreye
MCU giriyor. 2008’den bu yana inşa ettikleri evrenin nerdeyse finalini yapacak
olan Marvel, Blade Runner’ın ilham kaynağı olmuş. Bu konuyu bize şu şekilde
açıklayan Blade Runner 2049 senaristi Michael Green;
Bir çok film stüdyosu Marvel’ın başarısının izinden giderek ve onları taklit ederek kendi evrenlerini oluşturdular. Bence Marvel bu işe ‘sadece evren oluşturarak’ başlamadı. Onlar ANLATILMAYA DEĞER hikayeleri film yaparak gerekli bağlantıları kurdular. Ki bu yapılacak en doğru işti. Çünkü anlatılmaya değer hikayeyi oluşturursanız gerisi zaten kendiliğinden gelecektir. Ancak evreni başlatmak için film çekmeye başlarsanız işler sarpa saracaktır. Bizde elimizde ki hikayeyi kullanarak kendi evrenimizin ‘kendiliğinden’ oluşmasına izin verdik.
İfadelerini
kullandı. Burada önemli nokta şu ki Michael Green işin detayını oldukça iyi
analiz etmiş. Zira ANLATILMAYA DEĞER hikaye kavramı bir evren oluşturmada
gerçekten önemli bir mesele. Pat diye evren oluşturmaya çalışan birçok stüdyo
sadece kaosu elde edebildi (bkz: DCEU). Bu yüzden Blade Runner’ın Marvel ve MCU’yu
örnek alarak bu işe girişmesi oldukça önemli bir detay. Umarım çoklu film
evrenleri meselesi bu duyar ve hassasiyette devam eder de bizde filmleri
izlerken kaliteden dolayı ayrı bir zevk alırız.
Blade Runner 2049 vizyonda!
Blade Runner 2049 vizyonda!
Yorum Gönder