DC, paylaşılmış evrenin en büyük meyvesini bu sene toplayacak; Justice League filmiyle!
Ancak kabul edelim, her şeyi başlatan yine DC idi...
Yıl 2006. Christopher Nolan imzalı Batman Begins vizyona girdi. Seleflerinden kırık dökük bir miras devralan Batman filmleri serisine, yeni ve bağımsız bir orijin filmi ile belki de son kurşununu kullandı. Ve o dönem 374 milyon dolar gibi bir gişe hasılatından sonra, tutarlı kurgusu ve sağlam hikayesiyle türün meraklıları ve Batman hayranlarından tam not almakla kalmadı, sinema severlerin ve eleştirmenlerin de büyük beğenisini kazandı. İşte o gün, süper kahraman janrı değişmeye başladı.
Akabinde geeln üçleme belki sinema tarihine de iz bıraktı. IMDb sıralamasına ilk ona giren tek süper kahraman filmi (The Dark Knight), en iyi yardımcı erkek oyuncu dalında Oscar kazanan tek süper kahraman filmi (Heath Ledger -TDK) ve üçleme sonunda yaklaşık 3 milyar dolar dünya çapında gişe hasılatı... Bugün süper kahraman filmleri, blockbuster filmlerin bel kemiğini oluşturuyor.
İşte o blockbuster'ların en iddialılarından biri olan Justice League, manevi atasından yaklaşık 11 yıl sonra, 17 Kasım 2017 'de vizyona giriyor. Her ne kadar prensipte hepsi TDK üçlemesinin izinden gitseler de, şu an konumuz olan DCEU, bu işin ilmini (ya da en azından önemini) devşirip kendini fersah fersah aşmış Marvel Studios'un girişimini görüp onunla rekabet edebilmek adına başlattığı bir girişim. İşte bu kulvarda karnesi bayağı zayıf kaldı.
DCEU'nun resmi doğum yılı 2013. Bu tarihte Çelik Adam beyaz perdeye döndü. Nolan DCEU'nun sadece fikri babası değildi; Man of Steel'in yapımında yapımcı rolüyle bizzat işe dahil olarak kurulumuna yardım etti evrenin. Burada ister istemez bir kıyasa gideceğiz, zira DC'nin paylaşılmış film evreni kararı, ilhamla alınmış bir karar değildi.
Bir önceki senesinde yani 2012'de Marvel, DC'nin bugün attığı adımı çoktan atmış, ortaya bir Avengers filmi koymuş, bunun da meyvelerini fazlasıyla toplamıştı. Nolan üçlemesi ise, The Dark Knight Rises ile perdeyi ihtişamlı bir hasılat ile kapatıyordu. 2013'te vizyona giren Iron Man 3 ise, MCU'nun toplamda altıncı filmiydi. DCEU paylaşılmış evren için, bir solo Superman filmiyle ilk adımını atıyordu. Olması gereken de buydu, süper kahraman kavramına adını vermiş adamdan başlatmak...
Man of Steel, belki de şimdiye kadar yapılmış en iyi Superman filmiydi, hakkını verelim. 300 ve Watchmen'in yönetmeni Zack Snyder projenin başına geldiğinde zaten herkes heyecanlanmıştı, zira bu filmlerin ikisi de çizgi roman uyarlaması ve gerçekten iyi çizgi roman uyarlamalarıydı. Frank Miller ve Alan Moore gibi iki dahinin eserlerini sinemaya aktarmış, görsel üslubu kitaplardan adapte etmiş ve hiç risk almadan iki yapımın da altından kalkmayı başarmıştı. Man of Steel'de çok daha büyük bir işe kalkıştı ve bence fena da bir ürün ortaya koymadı Snyder. Sonra DCEU serpilmeye başladı...
Batman v Superman: Dawn of Justice. Man of Steel'ın üç yıl sonrası, yani geçen yıl. DCEU'ya Superman'in karşısına çıkan bir Batman geldi. Ben Affleck'in ta 2003'teki başarısız Daredevil girişiminden sonra Batman olarak cast edilmesi, Gal Gadot'un Wonder Woman'ı canlandıracağının açıklanması... Filme dair detayların uzun süre gizli tutulup, yalnızca birkaç hafta kala gelen fragman ve tv spot bombardımanıyla inanılmaz kötü bir PR süreci yönetildi. Bugün bile hala eleştiriyoruz, zira eğer MCU bu işin 'nasıl yapılır' kısmıysa, BvS kesinlikle nasıl yapılmaz kısmıydı.
Sonradan ortaya çıktı ki, aslında tanıtımı yapılan kaynak materyal de gerçekten kötüymüş. Belki on yıldır beklenen bir sinematik event olan Batman-Superman mücadelesi, donuk, bir ideolojik kökeni olmayan, tutarsız bir hikayeyle beyaz perdede karşımıza çıktı. Bu konudaki eleştirilerimizi her seferinde beyan ediyoruz. Ama hayal kırıklığımız çok büyük; bu iki isim koca bir çizgi roman evreninin önüne geçmiş birer klasiktir. Bunların karşı karşıya gelmesi ise destandır yani... normalde. (Bakınız: The Dark Knight Returns) Filmden bize kar kalan herhalde bir tek Türk Hava Yolları 'commercial'ları oldu. Bir de tabii 'Dawn of Justice' ya... Justice League işte.
Son derece kopuk bir film ve tatmin etmeyen bir final olmasına rağmen, bize iki yadigar bıraktı, iki kapı açtı: Wonder Woman ve Justice League.
Bugün Gal Gadot ve Wonder Woman olarak performansı kabul, ve hatta takdir görüyor DC hayranları tarafından. Ve bu yılın başında vizyona giren solo filmi de gerçekten misyonunu yerine getiren bir filmdi. Ve kendi adıma da, kadın bir süper kahramanın solo filminin yapılmış olmasından mutlu oldum açıkçası, filmi de keyifle izledim. Bence Man of Steel ayarında bir filmdi. Uzun uzun konuştuk, değerlendirdik onu da zaten. Ancak bu arada yine bir hayal kırıklığımız oldu: neden bir solo Batman filmi görmedik?
DCEU bünyesinde şu ana kadar dört film yapıldı. Bu dört filmin ikisinde Batman bizzat yer aldı, Bruce Wayne'e bu evrenin Tony Stark'ı vazifesi biçildi. Justice League'i başlatan bile Bruce Wayne oldu. Soruyorum: Marvel evreni, kendisini başlatan Tony Stark'ın filmiyle başlamışken, neden Batman filmi görmedik? Bunun bir izahı yok açıkçası, çünkü Warner Bros.'un solo filmlerle başı bir parça dertte. Sadece Batman değil, Flash solo filmi de tam bir keşmekeş. Aquaman'in ise yapımına başlandı, programlandığı şekilde 2018'de vizyona girmesi bekleniyor. Ve tüm bunların bir sel misali süpürüp topladıklarıyla beraber nihayet tarih bizi bu noktaya getirdi: Justice League'i göreceğiz! Dilerseniz tüm nüanslarıyla şimdi JL'i konuşalım...
Bu filme dair paylaşılan ilk resmi görsellerden biri. 'Ee, Superman var?' demedik tabii ki hiçbirimiz, tabii Superman olacak. Eğer BvS'yi hiç izlememiş talihli arkadaşlarımız varsa, spoiler verip tat da kaçırmadan konuyu şöyle özetleyelim: Superman'siz Justice League olmaz.Diğer üyeler ortaya çıktıkça biz daha da heyecanlandık; Ray Fisher da, Ezra Miller da rolleri için çok uyumlu ve başarılı görünüyorlardı. Jason Mamoa ise... Şöyle söyleyelim, sadece kadın fanlarını heyecanlandırmadı. Zaten Khal Drogo rolüyle gönlüne taht kurduğu geek camiasını, Aquaman gibi ikonik bir karakterle dönüp hepimizi mest etti Mamoa. Uzun zamandır kulislerde yer alan bir fan-cast gerçek olmuş oldu.
üSonrasında ekip şu şekilde görüldü. Güya Superman tanıtımlarda yer almadı. Neyse biz yine heyecanlı olalım da, tüm bunların bir amacı olsun. Diğer taraftan yine bir fragman ve spot akımı başladı. Gordon'dan Louise'e, Mera'dan Alfred'e yan karakterlerimizi de bol keseden gördük. Ancak filmin beni heyecanlandıran bir boyutu gerçekten var. Ona yeri geldiğinde değinelim.
Villain'ımız, BvS'nin tartışmalı 'extended edition'ından bildiğimiz gibi, Darkseid'ın ordularının kumandanı Steppenwolf. Darkseid kim? Justice League'in arch-enemy'si demek herhalde yanlış olmaz. İntergalaktik bir tiran, gezegen fatihi vs. İlk kez 1970'te ortaya çıkmış bir karakter olmakla beraber, son dönem Justice League çizgi romanlarının önemli bir villaın'ı. Ve anlaşılan, tıpkı Marvel-Thanos örneğinde olduğu gibi, DC de paylaşılmış evrenini Darkseid'la mücadele üzerine kuruyor. (Bu arada thanos ve Darkseid'ın görsel ve nitel benzerlikleri de dikkat çekici.)
BvS'de Batman'in 'Knightmare' (rüya) sekansında bir kehanet niteliğinde gördüğü distopik gelecekteki uzaylı ırkı da, esasen Darkseid'ın ordusunun neferleri olan ve bu filmde Steppenwolf komutasında göreceğimiz 'paradeamon' denen yaratıklar. Yani... tekrar söylüyorum, kıyas etmek istemem ama açıkçası Darkseid ve dünyasına çizgi roman kısmında çok da fazla hakim olmayan biri olarak -sizlerin de, çoğunlukla, hakim olmadığınızı varsayarak- bu ilişkileri açıklamanın daha kolay bir yolunu da bulamadım. Şöyle düşünmek işimizi kolaylaştıracak: Darkseid-Thanos, Steppenwolf-Ronan The Acuser, Paradeamons-Chitauri.
Pekiyi Darkseid'ın motivasyonu ne? Filmde, Steppenwolf'un kullanmakta olduğu 'motherbox' isimli yüksek teknoloji ürünü-sihirli cisimleri gördük. Fragmanda da özellikle gözümüze sokuldular. Bir şekilde Marvel şablonundan bir kategori daha kopyalayıp Infinity Stone-Motherbox alakası da kurmuş olabilirler. Dilerim öyle değildir, bu yapı gittikçe çiğleşiyor çünkü.
Eminim bu örneklemleri duymak DC hayranlarının canını sıkıyordur, bir DC hayranı olarak benim de canımı sıktığı aşikar. Ama görüyorsunuz ki aradaki benzerlik... kaçınılmaz. Aslında evren yapıları da farklı olmasına rağmen herhalde DCEU yaratıcı ekibi, garantici davranmak adına tutmuş şablonu doğrudan kopyalamayı tercih etmişler. belli başlı noktalarda da insiyatif alıp Marvel'dan sapma gösterdiklerinden dolayı, temeli sağlam olmayan bir yapı ve BvS gibi hayal kırıklığı yaratan işler çıktı ortaya. dilerim JL'den sonra artık kendi dinamiklerini kurmayı başarırlar.
Şimdi gelelim esas heyecan uyandıran noktaya...
Bu bir ihtimal. Sizi bilmem ama ben bunu filmde görürsem -sevinmekle beraber- şaşırmayacağım. Zira Green Lantern'ün bu evrende var olduğu, son fragmanda zaten doğrulandı: bizzat Steppenwolf'un ağzından. Aslında daha öncesinde de bu ihtimali ortaya çıkaran çok kuvvetli bulgular vardı. Örneğin, Aquaman'in BvS'den hemen sonra yayınlanan posteri der ki:
Unite The Seven. Yediyi bir araya getir. altı kişiyi zaten gördük: Superman, Batman, Wonder Woman, Aquaman, Flash, Cyborg. JL'in tüm dinamiklerini ve tarihçesini göz önüne alırsak, o yedilinin tamamının şöyle olması kuvvetle muhtemel:
Aslında şahsen benim bu gruba farklı itirazlarım da var. Örneğin: Cyborg'un yerinde bence kesinikle Martian Manhunter olmalıydı. Sonra Green Arrow, Canary, Hawkgirl... Bunar JL'de demirbaş isimler. Zaman içinde bunları da göreceğimize inanıyorum ama, Armie Hammer ve Green Lantern ihtimali beni çok heyecanlnadırıyor. Neden? izah edeyim.
Bir defa bu cast, internet aleminin birkaç yıllık bir fancast'ı. Yani JL filmi ilk gündeme geldiği andan itibaren camiayı kasıp kavuruyor bu durum. Armie Hammer son dönemin parlayan yıldızı, yetenkli, karizmatik. Fiziksel olarak Hal jordan'ı canlandırmaya uygun, ayrıca Henry Cavill'la da aralarında iyi bir kimya var. ( Beraber Guy Ritchie imzalı Men from U.N.C.L.E. 'da rol aldılar.) Ekibe çok iyi bir dinamik getireceğine inancım tam.
Evet filmle alakalı tüm gelişme ve bilgilerin hülasası böyle. Sizi -yorumlarımızı da içeren- bir yazıyla filmin gelişine hazırlamaya çalıştık. Filmi gördükten sonra yorumlarımızla da tekrar birlikte olacağız. 17 Kasım'dan sonra görüşmek dileğiyle...
Yorum Gönder