Spider-Man: Homecoming beyaz perdede sevenleriyle buluştu bugün ve bizde sizler için spoiler içermeyen bir yazı yazdık. Şimdi sıra spoilerın dibine vurduğumuz bir diğer inceleme ile karşınızdayız. Öncelikle filmi beğendik evet oyunculuklar harika ancak bu yazıda spoilersız yazıda yazdığımız şeylerden bahsetmeyeceğiz. Bu yazıda tam incelemeyi ve kaçırdığınız easter eggleri sizlere göstereceğiz.
Filmin
açılış sahnesi bizi 2012 senesine götürüyor. Loki’nin ordusu yenilmiş ve Micheal
Keaton’ın oynadığı Adrian Toomes karakteri ekibi enkaz temizleyip hasar
kontrolü yapıyor daha sonra “Damage Control” geliyor ve işi devraldıklarını
söylüyor böylece Damage Control MCU’ya ilk girişini yapmış oluyor ayrıca kötü
karakterimize de uygun bir alt yapı hazırlanmış olunuyor. Ardından Civil War’a
gidiyoruz ve Peter Parker’ın “vlog” çektiğini görüyoruz ki bu karakterizasyon bazında
yapılmış yerinde bir modernleşme olarak kaşımıza çıkıyor. Film zaten Peter
Parker ve yancısı Ned’in çevresindeki insalnlara göre nerd kalışlarını
gerçekten harika bir şekilde bizlere yansıtıyor. Ayrıca filmde Peter’ın sağ
kolu Ned Leeds’in adı aslında çizgi romanda Ganke Lee ve yine çizgi romanda
Miles Morales’in “kankası”. Filmde modernleşmeye uğrayan bir diğer karakter
Flash Thompson, kendisi çizgi film, çizgi roman ve Sam Raimi üçlemesindeki gibi
fiziksel olarak değil daha çok nerd kabadayılığı yaparak karakterlerimizin
üzerine geliyor. Filmin bu modernleşmesini Flash Thompson ve Peter’ın aynı
münazara takımında rekabet halinde olmaları ile iyice gün yüzüne çıkıyor.
Spoiler
içermeyen yazıda Tom Holland’ın Peter ve Spiderman arasındaki kişilik
farklarını harika bir şekilde yansıttığını söylemiştik zaten. Bunu Liz’in
evindeki partide herkes onunla dalga geçerken bile (burada devreye harika Flash
oyunculuğu devreye giriyor tabi) kostümünü giyip kötü adamların peşinden
koşması gösterilebilir. Aynı şekilde üzerinde kostüm yok iken daha sessiz içe
kapanık olan Peter’ın, kostümü ile son derece konuşkan ve özgüvenli olmasını da
yukarıda yazdığımız kişilik farkına ekleyebilirilz. Gerçekten bu performansı
uzun süredir bekliyorduk!!
Hazır kostüm demişken Peter’ın Damage Control
Tesisinde tıkılı kaldığı zaman kişisel asistanı ile kostümünü keşfetmeye
çalışması, izlemesi eğlenceli ve keyifli anlardan biriydi ve karakterin
gelişimini işlerken bizi olaydan habersiz ve bağımsız bırakmaması da gayet
akıllıca bir hareketti. Bu arada kostümünde yer alan teknolojik detaylarda
gayet güzel olmuş.
Şimdi
gelelim başka bir konuya. Tony-Happy-Peter üçgenine. Tony Peter’a gerçekten
harika bir mentor olarak kostüm desteğinden verdiği öğütlere kadar gerçekten
Peter için uygun bir “baba-amca” figürü karşımıza çıkıyor ki “Senin gibi olmak
istiyorum.” Cümlesinin ardında gerçekten bu sebep yatır olabilir. (Merak
edenler için söyleyelim Ben amca yok. Onun yerine bütün mahalle May halaya aşık
bir şekilde geziyor) Tabi Happy için başta aynı şeyi söyleyemedik çünkü kendisi
Peter Parker’ı pek de sallamıyordu ancak sonradan Peter’a asıl güvenenin Happy
olduğunu öğrendiğimizde gerçekten “vay anasını be!” olduk.
Ayrıca
filmde ki tek kötü aslında Vulture değildi. Filmde azda görsek Shocker,
Scorpion ve The Tinkerer’ı da görmemiz yıllardır bize yansıtılan alışılmış
Spiderman kötülerinin dışına çıkılarak önceki serilerin tekrarını yaşıyormuşuz
hissi vermedi. Tabi bu saydığımız kötülerden Vulture dışındakiler daha geri
planda ve daha giriş seviyesindeydiler. Ha bu arada filmde gördüğümüz Vulture
karakteri çizgi romandaki gibi insanların yaşam enerjilerini emip gençleşme
gücüne ŞİMDİLİK sahip değil.
Filmde
bizi şaşırtan harika sürprizler vardı. Bunlardan ilki Donald Glover’ın oynadığı
Aaron Davis karakteri. Neden mi? Çünkü kendisi Miles Morales’in AMCASI buda
bize serinin devamında Miles’ı görebileceğimiz ihtimalini gösteriyor. Diğer
sürprizimiz ise Zendaya’nın oynadığı karakter ile ilgili. Zira pek çok dedikodu
dönüyordu internette ancak filmde gördük ki Michelle karakteri aslında MJ imiş.
Evet MJ!! İsim sadece Marry Jane değil Michelle Jane (Jane kısmı hakkında bir
bilgimiz yok). Son sahnede Peter’a bakışı da serinin devamı için bizleri
heyecanlandıran bir detay oldu.
Peki
sürprizler bu kadar mı? Hayır en büyüğü en bombası Tony Stark ile alakalı.
Açıkcası hiç tahmin edebileceğimiz bir şey değildi ki filmde PEPPER POTS vardı.
Hiç beklemiyordunuz değil mi? Zira Pepper’ın geldiği son sahne de hayatımda ilk
defa bir sinema salonunda bütün herkesin aynı anda yerinden zıplayıp sin-kaflı
cümleler kurduğuna şahit oldum (Ne kadar özlediysek artık). Ancak Pepper’ın
gelişinin etkisi film boyunca “ya bu Tony Stark neden Civil War hiç yaşanmamış
gibi davranıyor?” sorusunun net cevabı oldu ve film en iyi yaptığı işler
arasında açıkta soru işareti bırakmamayı da ekledi.
Film
bu yukarıda bahsettiğim onca şeye rağmen temposunu bir kere olsun düşürmedi ve
tabiri caiz ise aktı gitti. Bunun sebebi de gerçekten tam anlamıyla “çizgi
roman” filmi olmasından kaynaklı.
Filmde
bir çok gönderme vardı biz birkaç tane yakaladık ve sizler için yazıyoruz.
Öncelikle
filmde Ned Leeds’in özellikle yarıda bırakılan “Join into this Amazing …. (İnanılmaz
….ya yolculuk)” repliğindeki nokta nokta kısım Spiderman’in Marvel Comics’e ilk
giriş sayısı olan “Amazing Fantasy” isimli sayıya göndermedir. Ayrıca filmde
her fırsatta ortaya çıkan “Homecoming” yazıları Spiderman’in MCU’ya dönüşü
şerefine yapılmış göndermelerdir. Aynı şekilde Vulture ile dövüştükten sonra
yıkılan binanın enkazından kurtulurken yaptığı da Spiderman’in güç sınırlarının
kanıtı olan ikonik The Amazing Spiderma #33’den tasvir edilmiştir. Tony Stark
tarafından kostümü geri alınınca Spiderman’ın kullandığı ev yapımı kostüm Ben
Reilly tarafından kullanılan “The Scarlet Spider” kostümünden esinlenilerek
yapılmıştır. Filmde son sahnede Tony’nin verdiği yeni kostüm ise hepimizin
merakla beklediği “Iron Spider” kostümünün farklı bir versiyonuydu o sahnenin
devamında Tony Stark’ın “içeride basın seni bekliyor kostümünü giy seni onlara
tanıtmam lazım” cümleside yine Civil War çizgi romanında Spiderman’in kimliğini
açıkladığı o efsane sekansa gönderme olarak yapılmıştır.
Peki filmi bu kadar övdük ancak hiç mi olumsuz nokta yoktu? Malesef film inanılmaz klişe içeriyor arkadaşlar. İyi bir gençlik filminde ne oluyorsa bu filmde de aynıları oluyor. Ne fazlası ne azı ancak yinede filmin akıcılığında hiç bir şekilde göze batmıyor. Bir tanesi hariç. O da şu ki Adrian Toomes karakterinin Liz'in babası çıkması. Yani bunu bir 10 15 yıl önce yapsalar vurucu olabilirmiş belki ama bu filmde bayık ve gereksiz kaçmış.
Peki filmi bu kadar övdük ancak hiç mi olumsuz nokta yoktu? Malesef film inanılmaz klişe içeriyor arkadaşlar. İyi bir gençlik filminde ne oluyorsa bu filmde de aynıları oluyor. Ne fazlası ne azı ancak yinede filmin akıcılığında hiç bir şekilde göze batmıyor. Bir tanesi hariç. O da şu ki Adrian Toomes karakterinin Liz'in babası çıkması. Yani bunu bir 10 15 yıl önce yapsalar vurucu olabilirmiş belki ama bu filmde bayık ve gereksiz kaçmış.
İşte
uzun bir incelemenin daha sonuna geldik? Siz ne düşünüyorsunuz? Filmi
beğendiniz mi? Yoksa gereğinden fazla mı abartılmış buldunuz veya atladığımız
gönderme var mı?
Görüşlerinizi
bildirmeyi unutmayın.
Yorum Gönder